17. Hazreti Muhammed (aleyhissalâtü vesselâm) mübarek lisanıyla; kemâlat, mucizat ve Din’ine ait hakikatlerden, ayrıca âl ü ashabının, asfiya-i ümmetinin tevhid hususunda O’nu hakka’l-yakîn, ayne’l-yakîn ve ilme’l-yakîn ile tasdikte icma etmelerinden müteşekkil kelimelerle ilan eder ki, Allah’tan başka hiçbir ilâh yoktur.
18. Cihat-ı sittesi (altı ciheti) parlak, makamat-ı sitte tarafından musaddak ve hakâik-i sitte üzerine mukarrar (karar kılmış) olan Ku’an-ı Mu’cizü’l-Beyan kendi lisanıyla; sûre, âyet, meyve ve eser, hakikat ve sırlarından müteşekkil kelimeleriyle ilan eder ki, Allah’tan başka hiçbir ilâh yoktur.
19. Hakikat-i insaniye kendine mahsus lisanıyla; hayatı, hisleri, seciye ve huyları, ayrıca (Cenab-ı Allah’ın esmâ-i hüsnâ ve sıfât-ı ulyâsına) bir mikyas (ölçü) ve bir mir’at (ayna) oluşundan müteşekkil kelimeleriyle; evsafı, ahlâkı, Allah’ın arzda yarattığı halife, kâinata yaptığı fihrist oluşu ve (emanet-i kübra olan) enaniyetinden müteşekkil kelimeleriyle; cami, şümullü ve kapsamlı yaratılışı, mütenevvi (farklı farklı) ibadetleri, pek çok ihtiyaçları, nihayetsiz acz u fakr ve noksanlığı ve sayılamayacak kadar çok istidatlarıyla der ki, Vâcibü’l-Vücud, Vâhid ü Ehad Allah’tan başka hiçbir ilâh yoktur.