6. Yeryüzü kendine mahsus lisanıyla; ihtiyaca matuf olmak üzere hikmetle yerleştirilmiş madenlerinin faydaları, gıda için rahmetle donatılmış bitkilerinin sümbülleri, rızık olmak üzere mükemmel yaratılmış ağaçlarının meyveleri, rahmet ve aynı zamanda inayet lütufları içerisinde, hikmet ve iradenin çok hassas mizanlarıyla resmedilen hayvanatın farklı farklı suretlerinden müteşekkil kelimeleriyle der ki, Allah’tan başka hiçbir ilâh yoktur.
7. Denizler, pınarlar ve ırmaklar kendilerine mahsus lisanlarıyla; zinetli cevherleri, sularında intizamla yaşayan çeşit çeşit hayvanları, o suların gayet derecede ölçülü gelir ve giderleri, en derli toplu şekilde depolanmaları ve korunmaları, dünya karalarıyla beraber onların da Güneş’in etrafında muhteşem bir şekilde evrilip çevrilmesi, döndürülmesi gibi kelimeleriyle derler ki, Allah’tan başka hiçbir ilâh yoktur.
8. Dağlar, vadiler ve sahralar kendilerine mahsus lisanlarıyla; her çeşit canlının her türden ihtiyacı için depolanmış hazinelerinin ve kaynaklarının farklı farklı faydalarından müteşekkil kelimeleriyle, yine mahlûkatı rızıklandırmak için gönderilmiş sümbüllü bitkilerden müteşekkil kelimeleriyle ve aynı zamanda canlılara yiyecek olmak üzere ellerini uzatmış meyveli ağaçlardan müteşekkil kelimeleriyle derler ki, Allah’tan başka hiçbir ilâh yoktur.