Evrad-ı Kudsiye Duası 6. Sayfa

00:00
  • وَنَشْهَدُ اَنَّ مُحَمَّدًا عَبْدُهُ وَرَسُولُهُ * وَاَنَّ الْجَنَّةَ حَقٌّ * وَالنَّارَ حَقٌّ * وَاَنَّ الْحَوْضَ حَقٌّ * وَاَنَّ الشَّفَاعَةَ حَقٌّ * وَاَنَّ مُنْكَرًا وَنَكِيرًا حَقٌّ * وَوَعْدَكَ حَقٌّ * وَاَنَّ السَّاعَةَ اٰتِيَةٌ لاَ رَيْبَ فِيهَا * وَاَنَّ اللهَ يَبْعَثُ مَنْ فِى الْقُبُورِ * عَلىٰ ذٰلِكَ نَحْيٰى وَعَلَيْهِ نَمُوتُ وَعَلَيْهِ نُبْعَثُ غَدًا وَلاَ نَرٰى عَذَابًا اِنْ شَاءَ اللهُ تَعَالىٰ
  • 76. Ve neşhedu enne Muhammeden abduhû ve rasûluh * ve ennel cennete hakkun * vennâra hakkun * ve ennel havza hakkun * ve enneş-şefâ’ate hakkun* ve enne munkeran ve nekiyran hakkun * ve vâ’deke hakkun * ve ennessâate âtiyetun lâ raybe fihâ * ve ennallâhe yeb’asu men filkubûri * alâ zâlike nahyâ ve aleyhi nemûtu ve aleyhi nub'asu ğaden ve lâ nerâ azâben inşâ’allâhu teâlâ.
  • 76. Yine şehadet ederiz ki, Muhammed (a.s.m) O’nun hem kulu, hem Resulüdür, Cennet haktır, Cehennem haktır, Havuz haktır, şefaat haktır, Münker ve Nekir haktır, bize verdiğin vaad haktır. Şüphesiz ki kıyamet kopacak, Allah kabirdekileri yeniden diriltecektir. Biz bu inanç üzere yaşar ve bu inanç üzere ölür ve bu inanç üzere yeniden yarın kıyamet günü diriliriz ve inşallah azap da görmeyiz.
  • اَللّٰهُمَّ اِنَّنَا ظَلَمْنَا اَنْفُسَنَا فَاغْفِرْلَنَا اَوْزَارَنَا الْكَبَائِرَ وَاللَّمَمَ فَاِنَّهُ لاَيَغْفِرُهُمَا اِلَّا اَنْتَ ﴿﴾ وَاهْدِناَ ِلاَحْسَنِ اْلاَخْلاَقِ فَاِنَّهُ لاَيَهْدِى ِلاَحْسَنِهَا اِلَّا اَنْتَ
  • 77. Allahumme innenâ zalemnâ enfusenâ fağfir-lenâ evzârenel-kebâ’ira vel-lememe fe-innehû lâ yagfiruhumâ illâ ente * vehdinâ li-ahsen-il-ahlâki fe-innehû lâ yehdî li ahsenihâ illâ ente
  • 77. Allah’ım! Bizler nefsimize zulmettik. Sen bizim büyük ve küçük günahlarımızı mağfiret et. Zira Senden başka onları bağışlayan kimse yoktur ve olamaz. Bizi en güzel ahlâka yönlendir. Zira Senden başka en güzel ahlâka yönlendirecek kimse yoktur ve olamaz.
  • لَبَّيْكَ وَسَعْدَيْكَ ﴿﴾ وَالْخَيْرُ كُلُّهُ بِيَدَيْكَ نَسْتَغْفِرُكَ وَنَتُوبُ اِلَيْكَ ﴿﴾ اٰمَنَّا اللّٰهُمَّ بِمَا اَرْسَلْتَ مِنْ رَسُولٍ ﴿﴾ وَ اٰمَنَّا اَللّٰهُمَّ بِمَا اَنْزَلْتَ مِنْ كِتَابٍ فَصَدَّقْنَا
  • 78. lebbeyke ve seâ’deyke vel-hayru kullu hû bi-yedeyke nestağfiruke ve netûbu ileyke * êmennê Allâhumme bimâ erselte min rasûlin * ve êmennê Allâhumme bimâ enzelte min kitâbin fe saddaknâ
  • 78. Lebbeyk diyerek davetine icabet ettim, buyur bütün mevcudiyetimle emrine hazırım. Bütün hayırlar Senin elindedir. Günahlarımızın bağışlanmasını Senden diler, tevbe edip dergâhına döneriz. Allah’ım! Senin gönderdiğin her resule iman ettik. Allah’ım! İndirdiğin her kitaba inandık ve tasdik ettik.
  • اَللّٰهُمَّ امْلَأْ اَوْجُهَنَا مِنْكَ حَيَاءً وَقُلُوبَنَا مِنْكَ حُبُورًا
  • 79. Allâhummemle' ev cuhenâ minke hayê-en ve kulûbenâ minke hubûrâ.
  • 79. Allah’ım! Senden gelen bir haya ile, Sana karşı yüzlerimize haya üstüne haya ver, kalplerimizi Senden gelen iman nuru ile doldur, sevinç ihsan et.
  • اَللّٰهُمَّ اجْعَلْنَا لُهُومًا وَظَلِفًا وَلاَ تَجْعَلْنَا ضَنِينًا وَعَمِينًا وَنَمِيمًا وَنَفَّاجًا وَدَاحِسًا
  • 80. Allâ hummec’alnâ luhûmen ve zalifen ve lâ tec’alnâ danînen ve amînen ve nemîmen ve neffâcen ve dâhisen.
  • 80. Allah’ım! Bizi bol veren cömertlerden eyle, muradına erişenlerden kıl, cimri, hakkı görmeyen körlerden, başkalarının kötülüğünü yayan dedikoduculardan, kendini beğenen kibirlilerden, arabozuculardan eyleme.
  • اَللّٰهُمَّ اِنَّا نَعُوذُبِكَ مِنَ الْهَبْرَمَةِ وَالْجَاْوَةِ وَمِنَ الْعُتُوِّ وَالْخَطْرَبَةِ وَالْخَيْلُولَةِ وَالْفَيْهَجِ وَالرَّتْعِ وَالْعَتْلِ وَالرَّمَاءِ وَالْفِتْنَةِ الدَّهْمَاءِ وَالْمَعِيشَةِ الضَّنْكَاءِ
  • 81. Allâhumme innâ ne’ûzu bike min-el-hebremeti vel-ce’veti ve minel-utuvvi vel-hatrabeti vel-haylûleti velfeyheci ver-rat'ı vel-atli ver-ramê’i vel-fitnetid-dehmâ’i vel-maîşet-id-dankâ’i.
  • 81. Allah’ım! Çok yemek ve içmekten, kabalıktan, azgınlıktan, inattan, darlıktan, kötü zandan, içkiden, gevşemekten, rahata düşkünlükten, şirretlikten, riyadan, korkunç fitnelerden ve geçim sıkıntısından Sana sığınırım.
  • اَلّلٰهُمَّ اجْعَلْ اَوَّلَ يَوْمِنَا هَذَا صَلاَحًا * وَاَوْسَطَهُ فَلاَحًا * وَاٰخِرَهُ نَجَاحًا * وَاخْتِمْ لَنَا بِالسَّعَادَةِ وَالشَّهَادَةِ وَالتَّوْبَةِ وَالْمَغْفِرَةِ وَاْلاِيمَانِ
  • 82. Al-i lahummec’al evvele yevminâ hêzê salâhen * ve evsatahu felâhen * ve âhirahu necâhen..vahtim lenê bis-saâdeti veş-şehêdeti vet-tevbeti vel-mağfirati vel-îmân.
  • 82. Allah’ım! Bizim için bu günümüzün evvelini iyilik, salah, ortasını kurtuluş, felah, sonunu başarı, necah eyle! Bize saadet, şehadet, tevbe, mağfiret ve iman ile hüsnü hatime ver.
  • اَللّٰهُمَّ اجْعَلْ اَوَّلَهُ رَحْمَةً وَاَوْسَطَهُ زَهَادَةً وَاٰخِرَهُ تَكْرِمَةً
  • 83. Allâhummec’al evvelehû rahmeten ve evsatahû zehêdeten ve âhirehu tekrimeten.
  • 83. Allah’ım! Bizim için bu günün evvelini rahmet, ortasını fâni ve fena şeylerden çekinmekle saadet, sonunu fazlını göstermekle ikram eyle.
  • اَللّٰهُمَّ ارْزُقْنَا مِنَ الْعَيْشِ اَرْغَدَهُ ﴿﴾ وَمِنَ الْعُمْرِ اَسْعَدَهُ ﴿﴾ وَمِنَ الرِّزْقِ اَوْسَعَهُ
  • 84. Allâhummerzuknâ min-el-ayşi erğadehu * ve min-el-umri es’adehu* ve min-er-rızki evsa’ahu.
  • 84. Allah’ım! Bize geçimin en geniş ve iyisini, ömrün en mutlu ve saadetlisini, rızkın en bol ve bereketlisini ihsan eyle!
  • اَلّلٰهُمَّ اعْفُ عَنّاَ بِعَفْوِكَ ﴿﴾ وَاحْلُمْ عَلَيْنَا بِفَضْلِكَ ﴿﴾ سُبْحَانَكَ اللّٰهُمَّ وَبِحَمْدِكَ لَا اُحْصِى ثَنَاءً عَلَيْكَ ﴿﴾ اَنْتَ كَمَا اَثْنَيْتَ عَلىٰ نَفْسِكَ ﴿﴾ عَزَّجَارُكَ وَجَلَّ ثَنَاؤُكَ ﴿﴾ وَلاَيُهْزَمُ جُنْدُكَ ﴿﴾ وَلَا يُخْلَفُ وَعْدُكَ ﴿﴾ وَلَا اِلٰهَ غَيْرُكَ
  • 85. Allâhummâ’fu annâ bi-afvike * vahlum aleynâ bi-fadlike * subhânekâllahumme ve bi-hamdike lâ uhsî senâ’en aleyke ente kemâ esneyte alâ nefsike azze câruke * ve celle senâ’uke * ve lâ yuhzemu cunduke * ve lâ yuhlefu vâ’duke * ve lâ ilahe ğayruke.
  • 85. Allah’ım! Bizi geniş olan atfınla bağışla, bize fazlınla güzel muamele et, fırsat tanı, Cezalandırma. Allah’ım Sen sübhansın bütün ayıp ve kusurlardan münezzehsin, hamd ancak Sana aittir. Ben hakkıyla Sana hamd ve sena yapamıyorum. Senin övgünü saymakla bitiremem, vasfında acizim. Sen ancak kendin, kendini sena edersin, Kendini sena ettiğin gibisin. Sana sığınan aziz olur, medih ve senan yücedir. Senin ordun mağlup edilmez. Senin sözünden hilaf olamaz, Sen sözünde dönmezsin, Senden başka ilâh yoktur.
  • سُبْحَانَكَ مَا عَبَدْنَاكَ حَقَّ عِبَادَتِكَ يَامَعْبُودُ
  • 86. Subhaneke mâ abednâke hakka ıbâdetike yâ mâ’bud.
  • 86. Sübhansın, Seni tesbih ederiz. Bizler Sana hakkıyla ibadet edemedik ey Mâbud.
  • سُبْحَانَكَ مَا عَرَفْنَاكَ حَقَّ مَعْرِفَتِكَ يَا مَعْرُوفُ
  • 87. Subhâneke mâ arafnêke hakka mâ’rifetike yâ mâ’rûf.
  • 87. Sübhansın, Seni tesbih ederiz. Bizler Seni hakkıyla tanıyamadık ey Mâruf!
  • سُبْحَانَكَ مَا ذَكَرْنَاكَ حَقَّ ذِكْرِكَ يَامَذْكُورُ
  • 88. Subhâneke mâ zekernâke hakka zikrike yâ mezkûr.
  • 88. Sübhansın, Seni tesbih ederiz. Bizler seni hakkıyla zikredemedik ey Mezkûr!.
  • سُبْحَانَكَ مَا شَكَرْنَاكَ حَقَّ شُكْرِكَ يَامَشْكُورُ
  • 89. Subhâneke mâ şekernâke hakka şukrike yâ meşkûr.
  • 89. Sübhansın, Seni tesbih ederiz. Bizler sana hakkıyla şükredemedik ey Meşkûr!.
  • اَللّٰهُمَّ اَوْزِعْنَا شُكْرَ مَا اَنْعَمْتَ بِهِ عَلَيْنَا ﴿﴾ فَاِنَّكَ اَنْتَ اللهُ الَّذِى ارْتَفَعَتْ عَنْ صِفَةِ الْجِبِلِّ صِفَاتُ قُدْرَتِكَ وَلاَ ضِدَّ شَهِدَكَ حِينَ فَطَرْتَ الْمَارُوشَ وَلاَ نِدَّ حَجَزَكَ حِينَ بَرَأْتَ الْحَوَابَاتِ
  • 90. Allâhumme ev-zı'nâ şukra mâ en’amte bihi aleynâ * fe-inneke entallâhullezir-tefe’at an sıfetil-cibilli sıfâtu kudretike ve lâ zıdde şehideke hıyne fetart-el-mêrûşe ve lâ nidde hacezeke hıyne berâtel-havêbêt
  • 90. Allah’ım! Bize bağışladığın nimetlerin şükrünü edâ etmek için bizleri muvaffak eyle. Sen Allah’sın, Senin kudretinin sıfatları mahlûkatın sıfatlarından çok yücedir. Sen gizli ifsad edici şeyleri yaratırken, buna şâhid olan hiçbir zıddın yoktu (bunları yaratman hikmetsiz değildir). Günâhları, suçları yaratırken, Seni alıkoyacak bir ortağın, engelliyebilecek bir dengin yoktu (Sen zıddan, karşı gelinmekten münezzehsin).
5 sayfa okundu.