Evrad-ı Kudsiye Duası 5. Sayfa

00:00
  • اَللّٰهُمَّ اِنَّا نَعُوذُبِكَ مِنْ جُدَاعِ الْفُجْاَةِ وَمِنْ حَرْقِ الْمَاْنُوسَةِ
  • 61. Allâhumme innâ ne’ûzu bike min cudâ’il-fuc’eti ve min hark-il me’nûseti
  • 61. Allah’ım! ani ölümlerden, yangınlardan Sana sığınırız.
  • وَمِنَ اْلاِلْحَادِ وَالْغِرَّةِ وَمِنَ الْجَمِّ وَالْعَنَةِ وَمِنَ اْلاُمُورِ الْمُطَمِّرَاتِ
  • 62. ve min-el-ilhâdi vel-ğırrati ve min-el-cem-mi vel’aneti ve min-el-umûril mutammirâti.
  • 62. Şirkten, doğru yoldan sapmaktan, gafletten, azgınlıktan, günahlardan, aşırı borçtan, yanlışlıktan, zorluktan, sıkıntıdan, helak edici gizli felâketlerden sana sığınırız.
  • اَللّٰهُمَّ اقْسِمْ لَنَا مِنْ خَشْيَتِكَ مَاتَحُولُ بِهِ بَيْنَنَا وَ بَيْنَ مَعَاصِيكَ وَ مِنْ طَاعَتِكَ مَا تُدْخِلُنَا وَ تُبَلِّغُنَا بِهِ اِلىٰ حَظِيرَةِ الْقُدْسِ وَمِنَ الْيَقِينِ مَاتُهَوِّنُ بِهِ عَلَيْنَا مُصِيبَاتِ الدُّنْيَا وَاْلاٰخِرَةِ
  • 63. Allâhummaksim lenâ min haşyetike mâ tehûlu bihî beynenâ ve beyne me’âsîke ve min tâ’atike mâ tudhılunâ ve tubelliğunâ bih'i ilâ hazî-rat-il kudsi ve min-el-yakîni mâ tuhevvinu bihî aleynâ musîbât-id-dunya vel-âhirati
  • 63. Allah’ım! Bizlere Senden korkmayı nasip eyle ki, o korkuyla bizi Sana karşı isyandan alıkoyasın ve Sana itaati nasip eyle ki, o itaatle bizi huzuruna alıp Cennetine koyasın ve kuvvetli imanı ihsan eyle ki, o iman ile bizlere dünya ve ahiret musibetlerini hafifleştiresin.
  • وَاحْشُرْنَا مَعَ خَيْرِ اْلاَشَاوِذِ وَمَتِّعْنَا بِاَسْمَاعِنَا وَاَبْصَارِنَا وَقُوَّتِنَا مَااَحْيَيْتَنَا وَاجْعَلْهُ الْوَارِثَ مِنَّا وَاجْعَلْ ثَاْرَنَا عَلىٰ مَنْ ظَلَمَنَا وَانْصُرْنَا عَلىٰ مَنْ عَادَانَا وَاغْفِرْ خَطَايَانَا وَاكْشِفْ رَزَايَانَا وَاشْفِ مَرْضٰينَا ﴿﴾ وَنَوِّرْ جُؤْشُوشَنَا وَاقْضِ اَوْطَارَنَا وَارْحَمْ نَاجِلَيْنَا وَلاَتَجْعَلِ الْعَاجِلَةَ اَكْبَرَ هَمِّنَا وَلاَمَبْلَغَ عِلْمِنَا وَلاَتَجْعَلْ مُصِيبَتَنَا فِى دِينِنَا وَدُنْيَانَا وَلاَتُسَلِّطْ عَلَيْنَا بِذُنُوبِنَا مَنْ لاَيَرْحَمُنَا وَارْزُقْنَا وَاَنْتَ اَرْحَمُ الرَّاحِمِينَ
  • 64. vahşurnâ me’a hayr-il-eşâvizi ve mettı'nâ bi-esmê’ina ve ebsârinâ ve kuvvetinâ mâ ahyeytenâ vec’alhul-vârise minnâ vec’al se'ranê alâ men zalemenâ vensurnâ alâ men âdenâ vağfir hatâyânâ vek-şif razêyênâ Veşfi merdanâ ve nevvir cu’şûşenâ vak-dı evtârenâ verham nâcileynâ ve lâ tec’al-il âcilete ekbera hemminâ ve lâ mebleğa ılminâ ve lâ tec’al musîybetenâ fî dîninâ ve dunyênê ve lâ tusallit aleynâ bi-zunubinâ men lâ yerhamunâ ver-zuknâ ve ente erham-ur-râhimîyn.
  • 64. Bizleri en hayırlı insanlarla birlikte hasret. Hayatımızın sonuna kadar kulaklarımıza, gözlerimize sağlık ve selamet ver, kuvvetten bizi düşürme. Onlarla kazanacağımız hayırları arkamızdan bizlere vâris eyle. Bize zulmedenlerden intikamımız Sen al. Bizleri düşmanlarımıza galip kıl. Hata ve günahlarımızı bağışla. Musibetlerimizi bertaraf eyle. Hastalarımıza şifa ver. Gönlümüze nur bahş eyle. Her türlü ihtiyaçlarımızı gider. Ana ve babalarımıza ve neslimize merhamet et. Bu geçici dünyayı en büyük maksadımız yapma ve ilmimizin ve düşüncemizin son hedefi ve gayesi eyleme. Bize dinî ve dünyevî musibet verme. Günahlarımızdan dolayı bize merhamet etmeyecekleri musallat etme. Bizi rızıklandır, Sen’in merhametinden öte merhamet yoktur Çünkü Sen Erhamürrahiminsin.
  • اَللّٰهُمَّ اِنَّا نَسْئَلُكَ رَحْمَةً مِنْ عِنْدِكَ تَهْدِى بِهَا رَوْعَنَا وَتَلُمُّ بِهَا شَعْثَنَا وَتَجْمَعُ بِهَا شَمْلَنَا وَتَشْفِى بِهَا مَرِيضَنَا وَتُزَكِّى بِهَا اَعْمَالَنَا وَاَوْقَاتَنَا وَتُلْهِمُنَا بِهَا رُشْدَنَا
  • 65. Allâhumme innâ nes’eluke rahmeten min ındike tehdî bihê rûanê ve tellumu bihê şâ’şenâ ve tecmeu bihê şemlenê ve teşfiî bihê merîdanê ve tuzekkî bihê ea’mâlenâ ve tulhimunâ bihê ruşdenê.
  • 65. Allah’ım! Senden, öyle bir merhamet diliyoruz ki, onunla korku ve ürpermemizi huzura kavuştur, dağınıklığımızı toparla, aramızda olan ayrılıkları gider, bizi bir araya getir, hastalarımıza şifa ihsan eyle, amellerimizi, işlerimizi ve vakitlerimizi safi ve halis kıl, bereketli yap.
  • اَللّٰهُمَّ اِنَّا نَسْئَلُكَ بِصَمَدَانِيَّتِكَ وَبِوَحْدَانِيَّتِكَ وَبِفَرْدَانِيَّتِكَ وَبِعِزَّتِكَ الْبَاهِرَةِ وَبِرَحْمَتِكَ الْوَاسِعَةِ اَنْ تَجْعَلَ لَنَا نُورًا فِى مَسَامِعِنَا وَنُورًا فِى اَعْيُنِنَا وَنُورًا فِى اَجْدَاثِنَا وَنُورًا فِى قُلُوبِنَا وَنُورًا فِى حَوَاسِّنَا وَنُورًا فِى نَسَمِنَا وَنُورًا مِنْ بَيْنِ اَيْدِينَا
  • 66. Allâhumme innâ nes’eluke bi-samedâniyyetike ve bi-vahdâniyyetike ve bi-ferdâniyyetike ve bi-ızzetik-el-bâhirati ve bi-rahmetik-el-vâsi’ati en tec’ale lenâ nûren fî mesâmi’ınâ ve nûren fi ea’yuninâ ve nûren fi ecdâsinâ ve nûran fî kulûbinâ ve nûren fi havâssinâ ve nûren fi neseminâ ve nûren min, beyni eydiynâ.
  • 66. Allah’ım! Senden hiç bir şeye muhtaç olmadığın, herkesin ihtiyacını verdiğin Samedaniyetinin ve zatında birliğini ifade eden Vahdaniyetinin ve sıfatında tekliğini bildiren Ferdaniyetinin ve apaçık İzzetinin ve geniş Rahmetinin hürmetine kulaklarımıza nur, gözümüze nur, kabrimize nur, kalbimize nur, bütün his ve duygularımıza nur, ruhumuza nur, önümüzde giden bir nur ihsan eyle.
  • اَلّلٰهُمَّ زِدْنَا عِلْمًا وَنُورًا وَحِلْمًا واٰتِنَا نِعْمَةً ظَاهِرَةً وَنِعْمَةً بَاطِنَةً
  • 67. Allâhumme zidnâ ilmen ve nûren ve hılmen ve êtinâ nı’meten zâhiraten ve nı’meten bâtineten.
  • 67. Allah’ım! Bize verdiğin ilmi ve nuru ve hilmi arttır. Bize bilinen zahirî ve bilinmeyen bâtıni nimetler ver.
  • حَسْبُنَا اللهُ لِدِينِنَا ﴿﴾ حَسْبُنَا اللهُ لِدُنْيَانَا ﴿﴾ حَسْبُنَا الله ُ الْكَرِيمُ لِمَا اَهَمَّنَا ﴿﴾ حَسْبُنَا اللهُ الْحَلِيمُ الْقَوِيُّ لِمَنْ بَغٰى عَلَيْنَا ﴿﴾ حَسْبُنَا الله ُ الشَّدِيدُ لِمَنْ كَادَنَا بِسُوءٍ
  • 68. Hasbunallâhu li-dîninâ.. * Hasbunallâhu li-dunyânâ. * Hasbunallâh-ul-kerîmu limâ ehemmenâ. * Hasbunallâh-ul-halîm-ul-kaviyyu limen beğâ aleynâ. * Hasbunallâh-uş-şedîdu limen kêdenâ bi-sû’in.
  • 68. Dinimizi korumak için Allah bize yeter. Dünyamızı kazanmak için Allah bize kâfidir. Tedirgin olduğumuz kaygılandığımız her şeye karşı kerem sahibi Allah bize yeter. Tuğyan edip bize karşı gelenlere, vakti merhunu gelene kadar hilim ile davranan sonsuz kuvvet sahibi Allah bize yeter. Kötü maksatla bize zarar vermeye kalkışanlara azabı şiddetli olan Allah bize yeter.
  • حَسْبُنَا اللهُ الرَّحِيمُ عِنْدَ السَّامِ ﴿﴾ حَسْبُنَا اللهُ الرَّؤُفُ عِنْدَ الْمَسْئَلَةِ فِى الْجَدَثِ ﴿﴾ حَسْبُنَا اللهُ الْكَرِيم ُ عِنْدَ الْحِسَابِ ﴿﴾ حَسْبُنَا اللهُ اللَّطِيفُ عِنْدَ الْمِيزَانِ ﴿﴾ حَسْبُنَا اللهُ الْحَكِيمُ عِنْدَ الْجَنَّةِ وَالنَّارِ ﴿﴾ حَسْبُنَا اللهُ الْقَدِيرُ عِنْدَ الصِّرَاطِ
  • 69. Hasbunallâh-ur-rahîmu ınd-es-sâme. * Hasbu-nallâh-ur-râ’ûfu ınd-el mes’eleti fil-cedesi.. * Hasbunallâh-ul-kerimu ind-el-hisâbi * Hasbunallâh-ul-latîfu ind-el-mîzani.. * Hasbunallâh-ul hakîmu ındel cenneti ven-nâr * Hasbunallâh-ul-kadîru ind-es-sı-rati.
  • 69. Ölüm esnasında hususî rahmet sahibi Rahîm olan Allah bize yeter. Kabirde sorguya çekilirken hususî şefkat sahibi Rauf olan Allah bize yeter. Kıyamet günü hesap verirken Kerim olan Allah bize yeter. Amellerin mizanda tartıldığında yumuşak davranan Latif olan Allah yeter. Cennet ve Cehenneme varırken hikmet sahibi Hakîm olan Allah bize yeter. Sırat köprüsünden geçerken kudret sahibi Kadîr olan Allah bize yeter.
  • حَسْبِيَ اللهُ لَا اِلٰهَ اِلاَّ هُوَ عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ وَهُوَ رَبُّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ
  • 70. Hasbiyallâhu lâ ilahe illâ huve aleyhi tevekkeltu ve huve Rabbul arş-il-aziym.
  • 70. Allah bana yeter. Ondan başka ilâh yoktur. O’na tevekkül ettim. O Arş-ı Âzam’ın Rabbidir.
  • مَرْحَبًا مَرْحَبًا بِالصَّبَاحِ وَبِالْيَوْمِ الْجَدِيدِ ﴿﴾ وَبِاْلاِبَّانِ وَبِالْفَيْنَةِ السَّعِيدِ ﴿﴾ وَبِالسَّافِرِ وَالشَّهِيدِ ﴿﴾ اُكْتُبْ لَنَا مَانَقُولُ
  • 71. Merhaben merhaben bis-sabâhi vebil-yevm-il-cedîdi * ve bil-ibbâni vebil feynet-is-saîd ve bis-sâfiri veş-şehîdi * uktub lenâ mâ nekûlu
  • 71. Hoş geldin merhaba ey sabah ve ey yeni gün! Hoş geldin ey vakit, ey mutlu saat. Zaman sana geniş ve mutlu olsun ey yoluna ravan yolcu ve ey hazır bulunan kardeş. Rabbim bize şu söylediğimiz dilekleri yaz.
  • بِسْمِ اللهِ الْحَمِيدِ الْمَجِيدِ الرَّفِيعِ الْوَدُودِ الْمُحِيطِ الْفَعَّالِ فِى خَلْقِهِ لِمَا يُرِيدُ
  • 72. Bismillah-il hamîd-il mecîd-ir Rafî-il vedûd-il muhît-il fa’al-i fî halkıhî limâ yurîd.
  • 72. Her senaya lâyık olan, ancak kendisine hamd ve sena olunan, bütün varlıkların hâl ve kâl dilleriyle övülen Hamid, şanı yüce, kadri büyük, Zatı şerefli, işleri güzel, ihsanı hudûdsuz azîmüşşan olan Mecîd, bütün mertebeler elinde bulunan, istediğini istediği yere yükselten, sınırsız yüce olan Ref, çok seven ve sevdiren, sevilmeye ve dostluğu kazanılmaya en çok lâyık olan Vedûd, her şeyi kuşatan Muhît, mahlûkatına karşı irade ettiği her şeyi yapan Faal olan Allah’ın adıyla başlıyorum.
  • وَهُوَ اَقْرَبُ اِلَيْهِ مِنْ حَبْلِ الْوَرِيدِ
  • 73. Ve huve ekrabu ileyhi min habl-il-verîd.
  • 73. O yarattığı her canlıya şah damarından daha yakındır.
  • اَصْبَحْنَا بِاللهِ مُؤْمِنًا ﴿﴾ وَبِلِقَائِهِ مُصَدِّقًا ﴿﴾ وَبِحُجَّتِهِ مُعْتَرِفًا ﴿﴾ وَلِسِوَى اللهِ فِى اْلاُلُوهِيَّةِ جَاحِدًا ﴿﴾ وَعَلَ اللهِ مُتَوَكِّلاً
  • 74. Esbahnâ billâhi mu’minen * ve bi-likâ’ihi musaddikan * ve bi-huccetihî mû’terifen * ve lisivallâhi fil-ulûhiyyeti câhiden * ve alellâhi mutevekkilen
  • 74. Allah’a imanla, Ona kavuşacağımıza tasdikle, bize göstermiş olduğu delil ve hüccetleri kabul ederek sabahladık, Allah’tan başka ilâh ve mabud tanımayız, Onun dışında bütün ilâhların batıl olduğuna inanır, sadece Allah’a tevekkül ederiz.
  • نُشْهِدُ اللهَ وَنُشْهِدُ مَلاٰئِكَتَهُ وَكُتُبَهُ وَاَنْبِيَائَهُ وَحَمَلَةَ عَرْشِهِ بِاَنَّهُ هُوَ اللهُ الَّذِي لَا اِلٰهَ اِلاَّ هُوَ وَحْدَهُ لاَشَرِيكَ لَهُ
  • 75. nuşhidullâhe ve nuşhidu melâ’iketehu ve kutubehu ve enbiyâ’e-hu ve hamelete arşihi * Bi ennehu huvallâhullezî lâ-ilâhe illâ huve vahdehu lâ şerîke leh
  • 75. Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini, arşını taşıyan meleklerini, şahit olarak gösteririz ki, O Hak ilâhtır, Ondan başka mabud yoktur, birdir, tektir şeriki yoktur.
4 sayfa okundu.