28. Çağırmasıyla ağaçlar yanına gelen, duasıyla yağmur hemen inen, bulutlar güneşin sıcağına karşı kendisini gölgeleyen, elindeki bir avuç yiyecekten yüzlerce insan yiyen, mübarek parmakları arasından Kevser gibi bir su üç defa nebeân eden, avuçlarında toprak ve çakıl taşları Cenab-ı Allah’ı tesbih eden; Allah’ın kendisi için keleri, ceylanı, kurdu, kuru hurma kütüğünü, keçi kolunu, deveyi, dağı, taşı, ağacı konuşturduğu Efendimiz, sahibimiz, şefaatçimiz Hazreti Muhammed’e salât ve selâm olsun.
29. Ezel sabahından ta mahşer gününe kadar, baştan ayağa güzelliğiyle gönülleri fetheden Muhammed (aleyhissalâtü vesselâm)’a salâvat olsun:Binler binler salât ve binler binler selâm Senin üzerine olsun Ya Resûlallah! Benim dil kılıcım da hep bu tatlı şekeri kesmekle (onu anmakla) meşgul olsun; eşsiz güzelliğin sahibi Muhammed (aleyhissalâtü vesselâm)’a salâvat olsun: Binler binler salât ve binler binler selâm Senin üzerine olsun Ya Habîballah! Ömrüm oldukça bana farz-ı ayndır, her dem Muhammed (aleyhissalâtü vesselâm)’ın gül yüzüne salâvat getirmek: Binler binler salât ve binler binler selâm Senin üzerine olsun ya Emine Vahyillah! Ey Yüceler Yücesi Allahım! Efendimiz Hazreti Muhammed’e, seçkin aile fertlerine, güzide ashabına, ağaçların yaprakları, deryaların dalgaları, yağmurların damlaları adedince salât, selâm ve bereket ihsan eyle. Şehadet ederim ki, Allah’tan gayrı ilâh yoktur ve yine şehadet ederim ki, Hazreti Muhammed (sallallâhu teâlâ aleyhi ve sellem) O’nun elçisidir.